20.02.2011

yeryüzü arafı

gece,
hüzünlerimi anlar gibidir bazen...
bir anda yağar benimle,
gök gürültüsüz
hatta neredeyse bulutsuz
yavaşça,
iz bırakmadan.

gece,
seni de anlar gibidir bazen...
sen gürleyince susar,
gürlemeye dahi cesareti olmadan
usuldan yağar.

zaman,
beni tanımaz gibidir çoğunlukla
uçar gider
ve ne kadar bağırsam da
beni
nedense hiç görmez.

gece,
bazen anlamaz beni...
işte
o zaman anlarım,
yapayalnızım.

o kadar yalnızım ki
gece gidince
gündüz bile gelmez
zaman görmez

ve yeryüzü arafında
bir taraf değil,
her taraf yanar.

şanslıysam,
inceden yağmur yağar,
ben
yağmurla susar,
akar
giderim..

19.02.2011

betimleme

zararsız
ve uysal.
ama biraz huysuz biraz da utangaç.
yeri geldiğinde asabi
zaman zaman asi
ama bazen kuzu kıvamında sakin.

bir başka anlatması aslında seni..
bir başını tutturamadım
bir de nihayetini..

kan kaynar ya hani
iç ısınır
alev alır mangal gibi..
cayır cayır korlaşır kömür
ve yitip gider dakika dakika ömür..
işte öyle bir başka aslında
iki yüz yirmi üç günün tenhasında
on altı saat otuz dört dakika safhasında..

hiç dokunmadan

kelimelerle
oturdum bugün.
saatleştik dertlerce
ve seni de dahil olmak üzere
hayatımı anlattım onlara.

sen hiç
kelimeler söylemiyorsun
benden,
biliyorum...

oysa yazın,
iki insanın
birbirine dokunmadan
sevişebilmesiydi...

sen hiç dokunmadan sevişmedin benimle.

7.02.2011

asi

Ne zaman
gereksiz bir huzursuzluğa kapılsam
giderim...

Bedenimden alır başımı
ve
arkama bakmaz
sadece
ve bilmeden
giderim...

önce
ruhum bedenimde titrer,
bedenim
karşı koyar çaresiz,
ama ruhum
bulduğu ilk nefes aralığından
süzülür...
gider.

Bazen karlar arasında
bir harikalar diyarında;
bazen geceye huzurla bakan
bir başka yerdeki
sessiz koltuğa yayılmış;
arada bir
yatakta,
ter ve günah içinde
gizli bir özgürlüğe
dibine kadar batmış.

çokça köşesinde gizli
nadiren dışarılarda deli.

en çok da
yazdan kalma güneşle
sevişen bir kış günü,
pastel boyalarla yapılmış
derin bir koy kenarında
karşılıklı denizle susarken
asi...

ve biraz da
acıyla karışık gülümserken
mazi.