11.06.2010

kelimelerin hikayesi

Cogen:

kelimeler yerse yesin kendini
bir gün belki anlatır birileri
onların bu heyecansız, süreksiz
ve bitemeyen hikayelerini

i c a (21/02/2010 – 23.43)
sonra usulca fırlatırlar kelimeleri
başkalarına bırakmak istemezcesine
yazarlar hikayeyi kendileri
unutulmamayı garantilercesine

unutulmamak mıydı mesele
yoksa unutmamak mı
ama yazmaktı işte
amaç araca karışmışsa ne var?

serseri mayın misali
aklına geçeni yazmak mıydı
yoksa saklamak mı biraz kendini
anki hikaye eskilerden endişeli ezgiydi

Cogen (24.02 – 01:04)
bir an gelseydi biri
anlatmaya kalksaydı kelimeleri
nasıl ve nerden başlasaydı,
nerden bilebilirdi ki gerçeği?

onlar her zaman bir bütündü
anlamları beraber oluştururlardı
en acımasız zamanlarda bile
söyleyecekleri şeyler vardı..

bazen bir kömür lekesinde hayat bulurlardı
bazen gözyaşı ıslaklığında bir mürekkepte..
bazen mutluluğun peşinden akarlardı
bazen de umulmadık bir felakette…

aşkı mı doldurdular dersin
yoksa yüreği mi boşalttılar?
kağıtlar mı onları konuk ederdi dersin
onlar sanki hep oradaydılar…

kimine göre kifayetsiz
kimine göre samimi
kimi zaman çaresiz
kimi zaman da serseri..

kelimelerin hikayesi bu
anlatmaya kalktı birileri
belki “o” an geldiğinde
imkansızı deneyeceklerdi…

i c a (10/06/10 – 03:33)
ama inatçıydı kelimeler de işte
sanki açıklanmak istemezmişce
ayak sürüyorlardı
onların hikayecilerine

kelimeler
korkardı insanlardan
ve
saklanırlardı gizlice
ortaya çıkmak endişesiyle…

ama bir zaman vardı ki gelecek
ne onlar karşı koyabilecekti ne gerçek
hayallerin dünyasından gelip
kelimelerin hikayesi süzülecek

ve hazırdı da birileri
bitirmeye artık bu gizemi
kelimelerin anlaşılmazlığı
onlar için maziydi

şimdi artık sırasıydı
kelimeleri anlatmanın
onların hikayeleri ayrıydı
ve bir o kadar da aynadaydı

Cogen (10.06 03:37)
bu işin nihayeti fazla uzak değildi
nitekim döküldü kelimeler birer birer
ve artık son sahne için
sakin ve sessizce beklediler..

biri kan kırmızısıydı
belliydi acıyı anlattığı.
öteki saydamdı
göz yaşlarına karışmıştı

biri simsiyah duruyordu
beyaz kağıt üstünde
karanlık bir hükümdarlık kuruyordu
okuyanı bir anda boğuyordu.

dokundum birine kalemimle
aldı götürdü beni yanında
bir şeyler fısıldadı kulağıma
ve devam etti kendi yoluna…

i c a (10/06/10 – 04:05)
işte böyleydi kelimeler
kah duygu olurlardı
kah bir renk
bazen resim olurlardı
bazen ses

dokunurduk onlara
hissetmesek bile
yazıyorduk duvarlara
hiç bilmediğimiz kalemler ile
içlerimizden yavaşça geçerlerken
fark etmezdik onları
yanı başımızda gezerlerken
görünmezlikti olayları

Hiç yorum yok: