17.11.2010

bir kadeh şaraptaydı yokluğun

bir kadeh şaraptaydı yokluğun.
kadeh tutuşların yoktu,
hafif çakırkeyifliğinle gelen
gülümsemen de...

kadeh kadehe konuşmalarımız da yok
kadehten kadehe gözlerimizle susmalarımız da...

gece
kendi karanlığında kayboluyordu.
ben
karanlıkta susuyordum.
sen
şarabın
bardağa düşerken çıkarttığı sesteki
uzak hüzündün...

kayıp gecede ben
senin uzak hüznüne susuyordum

ışıklarla rahatsız edilmiş
usul bir gecenin içinden çektiğim
daha da usul sigaranın dumanından
sana bakıyordum.

uzayan ama düşmeyen
kül gibi inatçı bir sevdaydı
bu gece hava.

yar canandı amma
şiir de candı..

şimdi bakıyorum da
şiir gibi o hava sendeki.

elimden geldiğince yazıyorum
seni...



Hiç yorum yok: