20.09.2011

tarihe not düşüyorum: bu günü unutma Cogen!

önsöz: 14.10.2009 tarihinde yazılmıştır, ancak bu da eskimemiştir.

kendime karşı savaşımdan şu saatte, yani tam olarak 02:23 de galip çıkmış bulunmaktayım. bu savaş öylesine yorucu, öylesine boğucuydu ki kendimi kaybetmem an meselesiyken ucundan yırttım diyebilirim. peki kime karşıydı bu savaş ve neden siz okuyucuyu ilgilendirmektedir? sabredin kardeşim, açıklayacağım. bu; aşk ile aşık arasındaki bitmeyecek, tükenmeyecek gibi gelen savaşın hikayesidir.

ey arkadaş! ben de herkes gibi aşık oldum, evet hem de ikinci defa. ama bu seferki karşılıksız değildi, en azından bir sürü şey yaşandı. ancak her boktan şeyin olduğu gibi bu lanet olası aşkın da bir sonu vardı ve o son bugün idi.

değişmeyen tek şey aşık olup göte gelmek, nam-ı diğer ağzına sıçılmaktır. itiraf edelim, hepimizin başından geçmiştir, geçmediyse de sevinme çıkıp biri illa ki seni mahvedecektir. uzun soluklu düşündükçe kısa kesecek, sevdikçe itecek, ittikçe de kendisinden tiksindirecektir. acı bir son olacaktır mutlaka ve sen ne kadar kabullenmek istemesen de ondan sana yar olmayacaktır.

bu yazının başlığında neden kendime hitap ediyorum peki? çünkü biliyorum ki bu salağı yarın bir gün biri daha kandıracak, biri daha sevdalandıracak ve onun yüzünden bu adam alkolik ve manyak olacak. akıllanmazsam eğer başıma bin türlüsü gelecek. o yüzden buraya not düşüyorum, bir daha birine aşık olursam bu yazıyı okumuş ve okuyacak olan herkes gelsin tekme tokat girişsin, linç etsin. bir kız için öleceğime, sizden dayak yiyerek öleyim daha iyi.

ey aşık arkadaş! inanma, sevme çünkü hepsi yalancı. elbet bir gün bitecek diye risk almıyorlar. o zaman hayat da bitecek bir gün, ne diye bizim oksijenimizi tüketiyosunuz bre gerizekalılar! atlayın geberin, nasıl olsa bitmeyecek mi?

her şeyin üstüne bir de arkadaş kalalım mevzusu vardır. aşk biter, sanki onla hiç sevişmemiş gibi karşısında oturup arkadaş olarak durulabileceğine inanırlar! bir de derler ki, arkadaş olalım, olmazsa da yapacak bir şey yok. yok ya?? arkadaşlık olsa da olur olmasa da mevzusu olabilir mi? böyle arkadaşlık mı olur? karşılıklı bir şey bekleyerek mi insanlar dostlarını seçer?

bak Cogen kardeşim. bir daha içip içip saçmalarsan, bir daha birine haketmediği değeri verirsen bu yazdıkların aklına gelsin. durup durup oku buraları.

bu yazdıklarım da sana ey eski kız arkadaşım, yeni potansiyel arkadaşım. seni sevdiğim her saate, her dakikaya, her saniyeye lanet olsun. sen benim bırak aşkımı sevdamı, iki dakikalık muhabbetimi bile haketmiyorsun.

yıllar sonra buraya belki yolun düşer, belki okursun belki anlarsın. şimdi yeni bir hayata başladın. talibin çok olur buna şüphem yok. umarım sonun onlara benzemez. sahte dostluklara, sahte sevdalara prim ver...

2 yıllık geçmişi tek kalemde sil, sebebini bile söyleme, git başkalarının hayatlarını da mahvet.. ama ben artık akıllandım. akıllandım ki bunları buraya yazıyorum. akıllandım ki artık sahte aşklara prim vermiyorum.

aşk ile nefret birbirine çok yakın duygularmış biliyor musun? ben bir kere nefret ettim aşık olduğum insandan, çok da kolay oldu.

Hiç yorum yok: