21.05.2012

hoşgeldin ruhum

Vıcık vıcık yağda kızarmış
Delik deşik olmuş patates kıvamındaydı öfkelerim.
Ve ölü diyarlarından seslerle
Ölmemiş olduğum her saniyeyle
Mükemmel gidiyordu bira şişe şişe.
Hoşgeldin biracı ruhum.

Romantik akşamlarımın
Bir o kadar romantik olmayan yalnızlıklarıyla
Sabaha karşı iyi içiliyordu.
Kırmızı gözlerimin içinden değil,
Berduş sokaklarda üşümemek için
Kaybedecek tek şeyi şarapları olan sokak adamlarının yanan özlemlerinden geliyordu.
Ve küflenmiş peynir değil, gökyüzündeki yıldızlar meze oluyordu elimdeki şişeye.
Hoşgeldin şarapçı ruhum.

Müzik, kumkapı meyhanelerinden değil,
Aynı dertten muzdarip iki sarhoşun senkronu bozuk naralarından
Oldukça detone bir şekilde geliyordu kulağıma,
Büyük şehirlerin büyük meyhaneleri sokaklardı halihazırda
Ve o sokaklar çakmak çaksan uçacaktı havaya.
Varsın uçsun
Kimin umurunda ki yanan dünya
Kendini kaybetmiş insana sorsan
Kim haklı olduğu için yaşıyor ki doyasıya.
Bu sefer beyaz leblebi var avucumda
Kralını içmiş devrimci Ata
Birazını da bize bırakmış zaten
İçelim, huzurla ve gurursuzlukla.
Hoşgeldin rakıcı ruhum.

Her şeyden vazgeçer bu insanoğlu ya güya,
Tek bir şey kalmış içinde, insanlığından bu yana,
Keyiflenmeye başlamak için katlanamaması gerek yoğun acıya
İşte o acı, henüz farkında değil ama
Tek vazgeçilmezi olarak duruyor orada.
Acılara dayanırsan deli, dayanamazsan münferit deli oluyorsun.
Yani kaçışın yok,
Siktir et zaten, kaçsan da kovalayanın yok.
Güle güle ezilmiş umudum
Hoşgeldin kimsesizlikte mutlu olan ruhum..

Hiç yorum yok: