30.05.2012

tel


Tüyleri tel tel savrulmuş
Esen rüzgar ciğerine vurmuş
Bok bulsa yiyecek kadar aç
Ve her şeye rağmen
Göz göze geldiğinde
Yeni doğmuş bir orospuçocuğu kadar masum bakan kedinin bakışlarındaydı umut,
Biraz şarap koktu, biraz da kimyasal karışmış deniz.
Hani kendi halinde herkes uysal, herkes temiz,
Dibe vurana kadar işte.
Dipte herkes aynı, herkes pis.

Kızıl bir kadının tutkulu aşkı vardı bir zamanlar bir yerlerde,
Doğarken yüreğiyle yanmıştı saçları
Attila İlhan ustanın dediği gibi
Jilet yemişti dudakları..

Sarışın bir kadın vardı,
Hızlıca tüketmişti tüm ihtirasları
Ve yüzündeki makyaj gibi
Sahteydi tüm duyguları.
Ojeleri parlak ve kırmızı
Parfümü yoğun
Ve bacakları düzgün.

Esmerdi biri, en iyisiydi
Sarışının tersine, ateşi gerçekti.
Aşkla yaktı saçmalayan bünyeyi,
Ve sevişmeleriyle değil, sevişleriyle kazındı.

Cehennem bir kadının nefreti değil ise eğer
Başka ne olabilirdi ki?

Hiç yorum yok: