anason koktu
  önce tiksindik
  ve yavaş yavaş değil,
  bir anda büyüdük biz.
  yiğidin harman olduğu değil de
  bırak harmanı,
  derman bulamadığı yerlerdeydik.
  önce anason koktu
  sonra irkildik
  azar azar değil
 kıyaklı dubleleri indirdik biz.
 keyfi ayakkabısından gıcır
 fikri yakasından hür
  gönlü sakallarından gür
  "yolunu henüz kaybedememiş;
  ancak her an kaybedebilecek"
  delikanlılığı serserilik zannedebilecek,
  ve çivi çiviyi söker deyip
derdinin içine derman sokmayan
  onun yerine ağlayıp sızlayan
  ve cümleleri kolay kolay sonlandıramayan
ilk görüşte değil de
  her görüşte aşık olan
  ve her nasılsa bir şekilde
  hayatı tek geçebilecek
  birkaç iyi adamdık biz.
  önce gözlerimiz karardı,
  ancak sendelemedik.
 ağır ağır değil,
  bir saniyede devrildik biz.
  
  kim bilir kaçıncı kez yırtışımız
  bu "sevgiliye son mektup"u...
  kaçıncı yemin bozuşumuz
  ve ben saymadım ama
  sayanın yalancısıyım,
  kaçıncı kez savruluşumuz?
  iki diyorlar bana,
  ilk kez ne zaman iki dedim acaba?
  belki böcek sayıyordum
  ya da saymaya yeni başlıyordum.
  sahi, sen o zaman yoktun.
  
  iki, anlamsızdı işte
  ne güzeldi, sen yoktun.
  iki ne ara duble oldu
  ne ara yazılar koptu
  neden ayrılık piyangosu bize vurdu
  hatırlayamıyorum.
  
  anason koktu
  bu sefer sevdik
  sahi, ne ara büyüdük biz
  ne oldu da kirlendik?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder