Aşağıdaki şiiri geçen sene bugün yazmıştım... Gözüm kararmış, elim yanı sıra kalbim titrerken... Kalbim titreye titreye ağlarken... Seneler geçse de, yazdıklarımın geçerliliği geçmiyor. Böyle de olması gerekirdi. Babaannem'e yazdığım bir şiir zamanı, zamanın tüm silahlarını yok edebilmeliydi, yenebilmeliydi...
Şimdi bu şiirdeki gördüğüm tüm 4'leri 5 yapıyorum. Seneye ne yazık ki 6 olacak. 7 olmasını da engelleyemeyeceğim... 8 olduğunda da ağlayacağım salya sümük... 9 olmasını engelleyebilececk bir güç de yok. Çift basamaklı sayıların eziciliği de gelecek. Ama şiir kalacak... Ben kalacağım, ta ki tuttuğum nefesi bırakana kadar havaya, sana...
Ne güzel kadındın sen Babaanne...
Seni seviyorum, en Son Nefes Sızısı'nda...
Sızısı temmuzdan başlayan bir acıyla düşersin aklıma
Senelik ölümümün gerisayımının başlangıcında
13’ünden 13’üne 3 ay boyunca.
Bir sigara dumanı
ağıtı bu.
bir parça toprağın odamdaki
hareketlenir her sene doğumumda,
ölümünle durur
ölümüm olur.
Ben her sene 3 ay yaşarım
Doğumumdan ölümüne.
hani…
sessizlilte
bir nefesle
çıtır çıtır yanar ya sigaranın kağıdı,
o misal yanarım.
3 ay her gece
ve her gündüz
ve bir de her saniye.
aklımda tek kelime
özlediğim.
Havaya değil
ama
sana söylemeli bir kelime,
dünyadaki en güzel hecelerle…
yerçekimli bir dünyada
ayakları yere basmayan,
uzaydan daha geniş,
havadan daha saydam
bir sevgiyle
ve melodik bir sevgiyle hem de
ve çok
ve uçsuz
hem de bucaksız
çığlık çığlığa
ama nefessiz bir çığlıkla
karanlığına daldığım
gecenin koynunda
sabahlara kadar sevdim seni.
4 yıl evveldi
Öldün.
Son dokunduğum sana
ve
son aldığım nefes de
aynı zamana denk gelir.
Bilir misin
4 yıldır tutuyorum nefesimi.
bırakınca
sana düşeceğim.
ben 3 ay gözyaşlarımla
susuz kalırım her sene
kuruluktan çatlamış dudaklarımda
tek nefes,
birleşik bir kelime…
babanne.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder