5.08.2009

yazarken

Yazmaktan, paylaşmaktan, daha doğrusu paylaşabilmekten dem vuruyoruz burada hep. Herkes yazar, ancak herkes paylaşamaz. Paylaşabilmek, cesaretle doğru orantılıdır. Ne amaçla olursa olsun, insanın kendi içini dökebilmesi, özellikle bunu yazarak yapabilmesi çok değerlidir. Çünkü yazı sabittir, olduğu yerde kalır. Sözler geçer gider, kimi zaman daha değerlilerdir belki de. Ama eski bir mektup okumanın tadı ayrıdır. Mektup, yazanla beraber yılları taşır, duyguları aktarır.

Yazmak üzerine yazılmış nice yazılardan birini yazıyorum belki de. Belki en kötüsü, belki sıralamaya giremeyecek kadar sıradan. Ancak paylaşmaktan korkmadığımın belirtisi bu. Yıllar sonra bu satırları okuduğumda ne kadar değiştiğimi, ne kadar yaşlanabildiğimi anlayabilmem için tarihe attığım bir iz bu.

Sonsuz kişisel yazılar silsilesinde bir kilometre taşı olsun bu yazı. Ayrıca cesaretin sınandığı bir ortam olsun bu sayfa.

Çünkü, ne kadar cesursan o kadar özgürsündür. Ne kadar özgürsen de o kadar özgünsündür.

Hiç yorum yok: