13.12.2009

oldum sanmak, olgun sanmak

Genel itibari ile kimse sorsan hayatı yemiş yutmuş, yalamış bitirmiş. Hayatta o kadar çok şey görmüş ki herkes... Bilmedikleri olay, görüşmedikleri insan tipi, uğraşmadıkları olay kalmamış. 20'li yaşlarında sanki hayatın tüm zorluklarına göğüs gerebilmiş gibi tavırlar yağıyor her yandan; midem altüst oluyor.

Ergen de değil bunlar, hani ergenken kimse seni sevmiyordur, "offf çhoq üsgünümh yhaaa"dır, "hayat choqq zorss yeaaaawww"dır... Onlardan da değil bu diğerleri. Dedim ya 20'li yaşlarında, ergenlikten çıkmış ama bu sefer de kendilerini olduklarından çok daha yüksek görüp 50 yaşında sanıp takılıyorlar.

Sorsan her şeyi istisnasız biliyorlar, ne nasıl olmalı merak ediyorsan onlara sor. Bilirler, bilmedikleri olayı bile bilirler... Onlar bilmeyecek de ben mi bileceğim neyin ne olduğunu! Öyle ya üniversiteye gelmiş "adam" o da bilmezse artık yuh!

Bu her şeyi bildiğini sanan insanların hayatta bir iş yönettikleri, hadi daha da basitinden bir fatura ödemişlikleri, belli bir para ile geçinmeye çalışmışlıkları var mı derseniz o da yok! Ya aile var ya da kredi kartları otomatik ödeme nimetlerindeki ailelerinin kredi kartı numaraları.

Bunlar hata yapmaz, yaptıkları tüm hata gibi gözüken şeyler başkalarının hatalarının onlara olan olumsuz etkileridir. Onlar -ki üniversite öğrencisi lan boru mu- asla hata yapmaz, yanlış yapmaz. Elektrikler kesilmiştir mesela, ama bu onun değil, otomatik ödemede bulunan elektrik faturasının dahil olduğu kredi karı limitini aşmış harcamaları karşılamayan ailelerinindir. Öyle sinirlenirler ki duvar yumruklarlar. Bu asiliktir. Ertesi gün elleri sargılı geldiklerinde ne oldu sorusuna kafalarını hafifçe kenara atıp, gergin çeneleri ile seslerini derinleştirerek "yok bir şey, boşver ya, anlatılcak bir şey yok" gibi karizmatik olduklarını düşündükleri cevapları verirler.

Öğrencidirler, sınavları vardır... Bu sınavın tarihini unuturlar ya da ne bileyim soruların hangi konulardan geleceğini bilmiyorlardır. Bunun suçlusu asla onlar değildir. Onlar ki öğrencilik gibi bir işi yapmayacak kadar mühim derecede ehemmiyet arzeden olaylarla uğraşmaktadırlar. Kız arkadaşı ile kavga etmiştir misal... Ya da arabasının tekeri yarılmıştır. Aman Tanrı'm dünyaya çarpacak göktaşı olsa bu kadar ciddi bir alarm seviyesine geçilemezdi herhalde... NE DEMEK LAN! KIZ ARKADAŞIYLA KAVGA ETMİŞ ADAM, SINAV NE LAN SINAV NE OĞLUM KİM TAKAR SINAVI! İşte biz faniler anlayamayız bu önemli insanların işlerini... "Öğrenci adamsın lan sen nasıl sınavda ne çıkacak dinlemezsin, nasıl sınav ne zaman bilmezsin nasıl o derse gelmezsin" deriz. Biz zavallıların aklının alamayacağı işleri vardır onların. Biz basit yorumlarımızla onların bütün bu dertlerinin arasında vız vız beyinlerini oyarız. Bize göre sınavdır, önemlidir. O nirvanaya ulaşmış canına yandıklarım için hiçbir şeydir.

Hoca devamsızlıktan bıraktıysa kuralları uygulamış değil, o adama takmıştır oğlum ne sandın... Hoca ki o kadar tez mez yazan, araştırma yapan akademik makale yazan adam ama tüm bu işlerine rağmen takmıştır. Çünkü o ulvi kişiler de en az bir akademik makale kadar önemlidir. Hoca sana bana takmaz, bizleri umursamaz. Ama onlara takar... O dönem hiç derse gelmemiş olmaları da önemli değildir mutlaka önemli bir sorun vardır. Mesela bir önceki gece gece kulübünde kankalarla eğlenildiği için sabah kalkılamamıştır. Bu önemli bir sorun sana bana olmaz hep o mühim abilere olur.

Her şeyi bilir onlar... Her derde devadırlar... Çok büyük işlerin adamıdırlar. Sorsan bir adet fatura dahi takip etmemiş olmaları, sınırlı para ile bir süre geçinmemiş olmaları, bir işle müşerref olmamışlıkları vardır elbet... Ama bu küçük işlerin adamı değildirler...

Oldum sanırlar... Olgun sanırlar... Çok afedersiniz biz basit insanlara göre bir sike derman olamayabilirler... Ama kendilerine göre mühimlikten patlıyorlardır...

Farklı dünyalardayız yeryüzünde yaşayan her bir insanla... En yakın sandığından bile bir kaç evren uzaktasın oysa ki...

Hiç yorum yok: