9.03.2010

sıkıntılar basarken

o kadar ara vermişim ki yazmaya.

uykumdan uyandım ve aklımda tek bir şey vardı yazmak. uyanalı daha 2 dakika olmadı ve bu gereksinimimi karşılar karşılamaz da yatacağım geri.

daha uyanalı 2 dakika oldu ve vücudum rahatlamaya başladı. dahası ruhum da onunla dörtnala...

yazmadığım sürede ne kadar çok şey yaptım, yaşadım, hissettim hatırlamak mümkün değil. hayatımın kıyısından köşesinden kayıt altına almadığım anlar onlar ve yok olmaya mahkumlar.

bence bir insan yazdığı sürece varolabilir. düşündüklerini kağıda bir şekilde yansıttıkça. ister bunu kimseye söylemesin, ister dünyaya yaysın ama kafasındakileri kağıda boşaltmadıkça vücuttaki her sistemi çöker.

bundan sonra yazmalıyım elbet. hissettiğimi hissettiğim anda. sevdiğim sevdiğim, istediğimi istediğim, korktuğumu korktuğum, gezdiğimi gezdiği anda...

bu kadar uzun süre yazmadığım için kendimden özür dilerim...

Hiç yorum yok: